top of page
  • Yazarın fotoğrafıHilal Şen

Sürdürülebilir Beslenme Nedir?

Son 20 yılı aşkın süredir, endüstrileşme, şehirleşme, ekonomik gelişme ve küresel pazarlamanın etkisiyle beslenme ve yaşam tarzında hızlı değişiklikler olmaktadır. Sürdürülebilir beslenme insan ve doğal kaynakları optimize ederken; biyoçeşitliliğe ve ekosisteme saygılı ve koruyucu, kültürel olarak kabul gören, erişilebilir, ekonomik olarak uygun ve karşılanabilir, beslenme açısından yeterli, güvenilir ve sağlıklı bir beslenme şeklidir.


Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2018 raporuna göre, dünyada 821 milyon insan yani her 9 kişiden 1’i açlıkla mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ’ne göre 2050’de dünyada 300 milyon insan açlıkla baş etmek zorunda kalacak. Gelişmiş ülkelere bakıldığında ise her yıl üretilen gıdaların yaklaşık 1,3 milyar tonu, yani üçte biri israf ediliyor. Yıllık olarak tahılların %30’u, sebze ve meyvelerin %40-50’si, yağlı tohumların %20’si, et ve süt ürünlerinin %30’unun israf edildiği bildiriliyor. Oysa tüm dünyada gıda israfı yalnızca %25 azaltıldığında, 870 milyon insanın yıllık besin ihtiyacının karşılanabileceği belirtiliyor.


Biyolojik çeşitliliğe ve ekosisteme karşı koruyucu ve saygılı olma

Bireylerin besinleri satın alırken sürdürülebilirlik ve gıda güvenliğindense, ulaşılabilir ve ekonomik olması üzerinde durduklarını görülmektedir. Toplumların ‘sürdürülebilir beslenme ve gıda güvenliği’ konusunda daha fazla bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

FAO sürdürülebilir beslenmeyi; besleyici, güvenli, sağlıklı, ekosistemi koruyucu, ulaşılabilir, adil, ekonomik olarak erişilebilir, doğal kaynaklı yaşam biçimi olarak tanımlamıştır.


Dünyada birçok beslenme ve sağlık otoritesi, sürdürülebilir beslenme için öneriler sunmuştur; Hollanda Sağlık Konseyi (2011), İsveç Ulusal Gıda Ajansı (2012), Green Food Project, (2012) İtalyan Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı’nın yayınladıkları raporlara göre;




Sürdürülebilir beslenme ilkeleri

  • Yeterli ve dengeli beslenin.

  • Hayvansal kaynaklı proteinlerin (yumurta, et, süt) yerine bitkisel protein kaynaklarını tercih edin.

  • Günde en az 5 porsiyon sebze meyve tüketmeye özen gösterin.

  • Sofranıza gelen tüm besinlerin nereden, nasıl geldiğini düşünün ve sorgulayın.

  • Satın aldığınız besinleri doğru koşullarda saklayın.

  • Hiçbir besini israf etmeyin. Besinlerin sularını veya sap, yaprak gibi kısımlarını değerlendirin.

  • Ambalaj, poşet, plastik kullanımını azaltın, tekrar tekrar kullanılabilen çevreye zarar vermeyen geri dönüştürülebilir ürünler tercih edin.

Sürdürülebilir beslenme yeni bir kavram olmamasına karşın, dünya nüfusunda artış projeksiyonları ve iklim değişikliği konularına artan ilgi sonucunda günümüzde daha fazla dikkat çeker duruma gelmiştir. Diyetisyenlerin mesleki eğitim ve öğretim programında sürdürülebilir beslenme, sürdürülebilir sağlık ve sürdürülebilir çevre yaklaşımları yer almalı, diyetisyenler varlıklarını görünür kılmalı, becerilerini pekiştirmeli ve sürdürülebilirlik okuryazarı ve savunucusu olmalıdır.

bottom of page